1 Eylül 2014 Pazartesi

Yüreğine şiir takıp ta, düşmüşsün Dünya ya.


Ellerin, üzüm salkımlarından bir örnek gibi.
Bakışlarında, nar çiçeklerinin bereketi konuşuyor.
Sesinde, ışıltı bir sevinç şarkısı, 
Aheste bir dokunuşla kalbimi okşuyor.
Biliyorum nar renkli, bir Ağustos akşamında.
Çıkıp gideceksin.
Bu eflatun rüya son bulacak.
Aşk, yaşatacak bize bu acıyı biliyorum.

Şiirlere küsmeyeceğim ve de şarkılara.
Yazdıkça saçlarına dokunacağım.
Gözlerinden öpeceğim, her mısrada.
Uzaktan göreceğim belki, hiç dokunamadan.
Akşamı getiren gün batımında.
Bir rüzgarın duacısı olacağım,
Yeter ki saçlarının kokusunu getirsin bana.

Gamzene sarılacak hüzünlerim,
Dön diye yalvaracaklar, adım gibi biliyorum.
Bağrımda yanan bir özlem ki,
Nazım'ın memleketine hasretliği gibi.
Duyarsan sesimi, sana bakan gözlerimden.
Dön ne olur.
Hasretlik, bir aşkın evlat acısı gibi.
Gittiğin günden beri, her an ölüyorum.
Seçil OĞUZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder